Tülay Hatimoğulları: “AKP Genel Başkanı’na soruyorum; Kaç ülke, toplum, kaç savaşın çözümünde rol aldınız? Yok. Ne…
HEDEP Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, Türkiye Büyük Millet Meclisi küme toplantısında; “İsrail’le ticari ve askeri anlaşmalarınız devam ettiği sürece hiçbir şey yapamazsınız. Filistin halkının yanında olamazsınız. ‘Garantör olalım, barış yapalım’ diyor. Ateşkes çağrımızı mutlaka burada ve burada tekrarlıyoruz ama buradan AKP Genel Başkanına soruyorum: Kaç ülke, kaç toplum, kaç savaş, kaç çatışmanın analizinde rol aldınız? ‘Neyin garantörü olacaksınız? Hiçbir şeyin garantörü olamazsınız” dedi.
HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin bugün TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hatimoğulları’nın konuşması özetle şöyle:
“Bugün Ekim Devrimi’nin 106. yıl dönümü. Ekim Devrimi, 20. yüzyılın en önemli gelişmelerinden biriydi. Tarih boyunca işçi sınıfına ve dünya halklarına ilham kaynağı olmayı başardı. Ekim Devrimi’nin yıl dönümünü saygıyla selamlıyorum. Devrim, özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde kaybettiğimiz yoldaşlarımızı saygıyla anıyorum ve onların bayraklarını asla yerde bırakmayacağız, Ekim Devrimi hayalleri gerçekleşene kadar mücadelemiz devam edecek.
“KYK YURTLARINDA ASANSÖR KIRILMASINDA GENÇLER HAYATLARINI KAYB EDİYORLAR AMA BU DEVLET, BU YÖK TAM OLARAK ONLARA İZLEYİCİ”
Gençler ‘Sığınak bulamıyoruz’ diyor. Gençler ‘fakirleştik’ diyor. Yoksulluk nedeniyle intihar eden gençlerin sayısı artıyor. KYK yurtlarında gençler bozuk asansörlerde hayatını kaybediyor ama bu hükümet, bu YÖK tamamen seyirci kalıyor. Asansörler bozuktu, biz tamir etmedik, çocuklar binmemeliydi diyen zihniyet bu katliamı öylece izledi. Orada kaybettiğimiz gencin kaza sonucu hayatını kaybettiğini söyleyemeyiz.
“İSRAİL İLE TİCARİ VE ASKERİ ANLAŞMALARINIZ DEVAM ETTİĞİNİZ SÜRECE HİÇBİR ŞEY YAPMAZSINIZ”
Tüm dünyanın izlediği bir İsrail-Filistin savaşıyla karşı karşıyayız. İsrail Gazze’yi gece gündüz bombalıyor. Bu savaş bitene kadar burada mazlum Filistin halkının haklarını savunmaya devam edeceğiz. Dünya bu savaşı izliyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Filistin halkını gerçekten korumak gerekiyor. Bunun için seyirci pozisyonundan çıkmak gerekiyor. Tek bir gerçek durum hareket etmiyor. Bu platformdan defalarca davetler yaptık. Bunu yapmaya devam edeceğiz. İsrail ile ticari ve askeri anlaşmalarınızı sürdürdüğünüz sürece hiçbir şey yapamazsınız. Filistin halkının yanında duramazsınız. Garantör olalım, barışalım diyor. Ateşkes çağrımızın devam ettiğini yer yer tekrarlıyoruz ama buradan AKP Genel Başkanına soruyorum: Kaç ülke, kaç toplum, kaç savaş, çatışmanın analizinde rol aldınız? Hiçbiri. Hangi barışı elde etmek için taahhütte bulundunuz? Hiçbiri. Neyin garantörü olacaksınız? Hiçbir şeyin garantörü olamazsınız. Öncelikle Türkiye’de Kürt meselesi açıkça ortadayken ve siz bu kadar barışsever insanların davetine cevap vermiyorken, siz hangi barıştan, hangi garantörlükten bahsediyorsunuz?
“SAYIN CAN ATALAY, O DEPREM ŞEHRİ MİLLETVEKİLİ VE ŞİMDİ DIŞARDA OLMALI VE YARALARIN İYİLEŞMESİNE KATKIDA BULUNMASI GEREKİR”
Seçilmiş bir milletvekili olan sevgili Can Atalay, bir deprem şehrinin milletvekilidir ve şu anda çıkıp yaraların iyileşmesine katkıda bulunması gerekirdi. Anayasa kararına rağmen serbest bırakılmadı. Tecrit ve kayyım rejimi devam ediyor. Sonra diyorlar ki Cumhuriyetin ikinci yüzyılında çok çok demokrasi ve özgürlükler vardı… Ama aslında bunların hiçbiri yoktu.
“2024 BÜTÇESİ SERMAYE, SAVAŞ VE YOKSULLUK BÜTÇESİDİR”
Şu anda Meclis’in en önemli gündemlerinden biri olan bütçe görüşmeleri komisyon düzeyinde devam ediyor. Artık 2024 bütçe görüşmeleri başladığına göre aslında bu hükümetin tercihlerinin bu açıkları kapatmak için değil, destekçilerini ve sermayesini güçlendirmek için yapıldığını biliyoruz. Bu bütçe artışından, enflasyondan ve güvensizlikten emekçiler, işçiler ve yoksullar zarar görüyor. 2024 bütçesi sermayenin, savaşın ve yoksulluğun bütçesidir.
“BU SEÇİMLERDE Kayyumları KADER TOKASIYLA VURACAĞIZ”
Bildiğiniz gibi 5 ay sonra yerel seçimler yapılacak ve şu anda Türkiye’nin ana gündemlerinden biri aslında yerel seçimler. HEDEP olarak yerel seçim stratejisine yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Konferans kararlarımızda olduğu gibi bir kez daha tüm halkımıza duyuruyoruz: Adaylarımızı sandık açarak halkın iradesiyle belirleyeceğiz. Yerel yönetimler konferansımızı 11-12 Kasım’da Ankara’da gerçekleştireceğiz. Bu seçimlerde kayyumlara ağır bir darbe indireceğiz. Bunun için gece gündüz çalışmamız gerekiyor. Bunu halkımızın iradesini gasp edenlere karşı bir onur mücadelesi, yaşam hakkı mücadelesi olarak göreceğiz. Lütfen seçime kadar kimse evinde kalmasın. Mahallemize gitmedik, kapıyı çalmadık, el sıkışmadık. Partilerimize başvuralım ve mahallelerden köylere kadar çalışmaların yürütülmesi konusunda görevlerimizi üstlenelim. Belediyeler halkındır, halkın ikametgahıdır. “Evimizi koruyacağız.”